9 Mayıs 2025 Cuma
18 Ocak 2025 Cumartesi
Dönüşme Kırıkları
Düşüp kırılıyor eylül aynada
yanık turuncusu güzün
herkes kendi bakışını yakalıyor
yağmur yeşili, soluk mercan, toz kahve
onun bir yüzü var mıydı?
Gittikçe çekiliyor güneş
günlerimizden
rüzgârın sıklaşan ziyaretleri
telaşlandırıyor ağaçları
sigaranın ucundaki kor, kırmızı
savrulan dumanlı düş sarhoşlukta ölüm
kül grisi bir kuş
veya sonsuza dönüş
Kaç yaz geçti bu yoldan saymayı bıraktım
ayaklarım ıslak çayırlarda
su sesi yumuşacık
bacaklarıma dolanan eteklerim
eve varış
Yazlar hep kısa sürdü bildim bileli
(now that it rains in Giverny)
eylülün de kolları kısalır bundan sonra
herkes kendi kırığına sarılır
Elif Firuzi
*Şiir şimdi Bachibouzouck ve Şiir Postası'nda. İlk yayımlanışı ise Mayıs 2020'de Akatalpa'da.
17 Ekim 2024 Perşembe
sıradan bir günün beklentisi
sıradan bir gündür başlayan
doğrulup kalkar merdivenleri inersin
durgun bir su gibi yavaş akar bacakların basamakları
kediyle konuşursun, dolabı açtığında bekler seni
kapıyı çarpan rüzgârı tanırsın
zaman sert diliyle oradadır, tavizsiz Mrs. East gibi söylenir
mevsimler, bahçedeki yaban eriğinden geçiyor, der
yarım bıraktığın şeyleri bir bir hatırlatır
ansızın gelen bir düşünceyi savuşturur elin
yüzünü bilmeden korursun
mutfak, masa ve pencereden hücum eden ışıkta
bir dilim ekmek kes, derin keskin bir bıçak kullan
açlığını iyice hissederek, ve doğurgan bir hayat ihtimali için
beni yavaş yavaş affet.
bir daha benimle yürümedi hiç
çayır dolusu o firfîrî gelincikler.
Elif Firuzi
23 Mayıs 2024 Perşembe
"Masadan Ayrılan İçin" adlı şiirim Lacivert'in Mayıs- Haziran 2024 sayısında.
Masadan Ayrılan İçin
Öyleydi_____
gözün aynasında
buğulu bir yeşim gölü
arada görünüp kaybolan
bir şeyin henüz ad bulmadan önceki
sırlı tadı.
Biliyordum______
hem bilmiyordum
bir gerginliğin üstünde oturduğumu
dalgınlığa sığınarak
beyaz bir tüyün uçuşunda
bir şey yin-yang oluyordu
nektarlı bir akşam vakti
aramızda.
Çözemediğim______
bir hakikati vardı ellerinin
her şeye tezat bir iyimserlik
tenin ahşaba teslimiyetinde
baktıkça uzayan parmakların.
Kalktığında_________
-zemini incitmedin-
beklenmedik bir armağan bıraktı gidişin
kalabalık masamıza, Tünel’de
güneşin son hüzmesinde
sandalyenin arkasında
ellerin.
Aynaydı, geçitti, akşamdı
Yalnızlığını adımlayıp gidişin.
Elif Firuzi
15 Mayıs 2024 Çarşamba
Gittikçe Kişiselleşen Bir Ayrılık İçin
İkna Çalışması
/arzu
sesi/
göğün açıklığını istiyor
sessizliğin içinde bulanan tin
rüzgârın yavaş
hızıyla süzülmek beyazlıklarda
estetik bir mesafeye ulaşmak, karmaşadan
belki huzur inşa eder: uzak!
zehirli bir yaşam sürüyor aşağıda insanlar
adımlarının gümbürtüsü bastırıyor
cılız kalp fısıltılarını
kararan sular ağulu gölgeler gibi
sirâyet ediyor yaşam
ışığı gösteren her şeye
kimseler kalmak istemezdi böyle bir zamanda
yeryüzünde, kaynayan bir çizgi üstünde
ağrıyıp durmak
haklıyla güçlü arasındaki çıplak kavgada
üzgün ve şarkısız taraf olarak
/ikna
bâb-ı/
uygun bir yazgıdır belki de ayrılmak: bedeninden
alıp götürmek tini, donmuş çocuklarla dolu
bu bahçeden
bulutlar gibi uçuşup gitmek
coğrafya izini kaybederek,
insanı hatırlatan her şeyi
iyi bir seçim
yapacak kadar tanışığız burada ölümle
acının nasıl
oluştuğunu öğrendik, hücreden ve tohumdan başlayarak
son sapağı seçmek şimdi, zifirin içinden geçmeyi
– son bir hurra!
ters manyel
[yeryüzü şarkıların burada sona
erecek, gözlerin göklere daima kapalı bir perde. kutsal Ra’nın ışıkları bir
daha ısıtmayacak yüzünü. tenin öpülmenin tatlı ürpertisinden ebediyyen mahrum!]
/savuntu/
hayat isteğim eridi. mevcudum: kan, kemik,
soluk bir deri, tutukluk yapan bir düş - burası uygun!
yazgımın kıvrılıp açılmayan yerinde kırılmak,
verimli ağaçların çatırdayan kökleri arasında
çürüyen portakal sularına sızarak, üzgün
yafalara
burada kendimden ayrılabilirim.
Elif
Firuzi
Şiir hakkında
birkaç not:
*Non omnis moriar.- Horas’ın
(Horatius) Odes kitaplarından birinde geçer. Charles E. Passage’in Latinceden İngilizceye
çevirisinde “I shall not wholly die” olarak ifade edilmiştir. Türkçeye, “büsbütün
ölmeyeceğim” olarak çevirebiliriz. (Horace, Odes, 3.30, Robert Kolej İbrahim
Bodur Kütüphanesi, 2024.)
**Filistinli şair Rıfat el-Arir, ölmeden önce yazdığı “Eğer Ölürsem” (If I Must Die) adlı şiirinde, kendisine, kendi tenine bile veda edemeden ölen bir babadan söz eder. Bu şiir, -oraya kendini koyma iddiası gütmeden, insanın kendi kendisiyle vedalaşma ânı üstüne düşünen bir çalışmadır. Elif F.
27 Şubat 2024 Salı
Soğukların İlk Başlangıcı
Yolu dağıtıyor soğuk hava
kırık şeyleri: sümbüller
ve güle benzeyen birkaç kokulu nergis
aşkı birdenbire kaybeden yoksun
beden.
Gövdeyi göğünden yaran kesikten
savrulan çıplak ağrı - yol
üstü, yol altı, yüzükoyun.
(Dünya dağınıklığı olmalı bu: elinle
uzanıp kavrayamamak
içinde eriyen kor topunu.)
Evden çıkıp geliyorsun -
arkanda bıraktığın
adımlar donuyor, senin zaman haritasına işlediğin taze hayat:
boncuktan bir çerçeve
içinde ince su yolları, amber sıcaklığı, ten tılsımı -
yatkınlığın olmayan soğuk bir mevsimdesin
ellerinden dökülüp
gitmeyen bu kırık şeylerle
uçurumun ışığında
ak bir geyiğin
gözlerinden bakıyorsun kendine.
Elif Firuzi
-
...
-
"Masadan Ayrılan İçin" adlı şiirim Lacivert'in Mayıs- Haziran 2024 sayısında. Masadan Ayrılan İçin Öyleydi_____ gözün aynası...
-
sıradan bir günün beklentisi sıradan bir gündür başlayan doğrulup kalkar merdivenleri inersin durgun bir su gibi yavaş akar bacakların bas...