Uzun ince bir yol
gibi uzanıyor Saygon Nehri
Sisli
kayıklarında titrek ışıklarıyla sessiz şehre
Havada eksiksiz
bir hayat tadı
Beyaz keten takımlı
adamlar Fransız aksanıyla İngilizce konuşuyor
‘Medeniyet’
geliyor insanın aklına!
İnce boyunlu
zarif orientale kadınlar hep sakin,
gülümsüyor
Sanki dünyanın
merkezine pırıltılı bir akşam iniyor.
Gergin bakışlı
bir Vietnamlı bozuyor havayı
Bir bisikletli ters
yola sapıyor sanki
Sıcak terliyor
aniden gece
Yaşamaya koşuyor
sokakları
Uzun boylu bir genç,
Amerikalı
Duvarlar hep
duvarlara çıkıyor, nafile
Ele veren
arkadaşı, karışık bir gönül işi
Sırtından
bıçaklanacak,
Kan ketene
dokunacak,
Az sonra
Bense aklımdan
bir Chet Baker’la avutuyorum beklemeyi
Almost Blue bir gecede,
Az sonra
Dümdüz bir ova
gibi pes etmiş kalbim
Susuz yazlar
geçirmiş toprağını yırtan
Derin bir fay
kırığını tadacak.
Ağlara düşecek
haberin,
Az sonra
Böyle geceler
için
Birinin özür
dilemesi gerek
Ama kim? / Gecenin HikâyesiBu şiir ilk kez Varlık Dergisi'nde, Ağustos 2015 tarihinde, Rimbaud Akademisi'nde yayımlandı. Sevgili küçük İskender benim dileğime uyarak şiirin adını içindekilere koydurmadı, içindekilerde şiirin adı yerine bir kar tanesi * yer aldı ve şiir sadece Elif mahlasıyla çıktı. Ben şimdi o kar tanesini k. İskender'e selam ve sevgiyle yolluyorum, o kar tanesi çoğalıyor ve sonsuz bir kar yağışı olarak şairin görebileceği tepelere usul usul yağıp duruyor. 15. 10.2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder